South Oaks Kumar Tarama Testi Türkçe formu güvenirlik ve geçerlik çalışması TRDizin
Dava konusu kuraldageçen “üçüncü fıkradaki usulle” ibaresi bu fıkradaki “diğer iletişim araçlarıile bildirim yapılması” yönünden Anayasa’nın 125. Maddesinin üçüncüfıkrasındaki idari işlemelere karşı açılacak davalarda sürenin yazılım bildirimtarihinden başlayacağına belirten hükmüne aykırılık taşımaktadır. Kural,muhataplarının savunma ve dava haklarını ortadan kaldırma potansiyeli taşıması nedeniylehak arama özgürlüğü ve etkili başvuru yolu hakkıyla bağdaşmamaktadır. Dava konusu kurallarda öngörülentedbirin ceza yargılaması sürecinden kopuk ve Başkan tarafından yapılacak birsuç tespitine bağlı olarak uygulanan nihai bir tedbir niteliğinde olduğuanlaşılmaktadır. Başkan tarafından uygulanan idari tedbir, tedbirinuygulamasının gerekçesini oluşturan suçla ilgili olarak başlatılan cezasoruşturması sürecinde gözden geçirilememekte, yargılama mahkûmiyet dışında birhükümle neticelense bile içeriğin çıkarılması kararı ayakta kalmaya devametmektedir. Bu durumda, masumiyet karinesinin birinci boyutunu oluşturan ve birkimsenin suçlu olduğu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilene kadarona suçlu gibi muamele edilemeyeceğine ilişkin güvence anlamsız hâlegelmektedir. Kural uyarınca idari para cezalarının muhatabının yurt dışında bulunmasıhâlinde Kurum tarafından muhatabın internet sayfasındaki iletişim araçları,alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerindenmuhataba elektronik posta veya diğer iletişim araçlarıyla da bildirimyapılabilecektir. Yurt içindeki muhataplar bakımından ise böyle bir bildirimusulü bulunmamaktadır. Kuralın atıfta bulunduğu (3) numaralı fıkrada yeralan benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kavramından kastedileninde kuralda sayılan internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IPadresi gibi internetten belirlenebilecek hususlar olduğu açıktır. Buaçıklamalar bağlamında kuralın temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanmasıgerektiğine ilişkin anayasal ilkeye aykırı bir yönünün bulunduğu söylenemez.
- Maddesine göre de “disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür[446].
- Maddesi uyarınca disiplin mahkemeleri tarafından da uygulanır.
- Fıkrası ile 1602 sayılı Kanunun 21/3 maddesi arasındadır.
Maddesinin son fıkrası Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Fıkrasında öngörülen “hakkaniyete uygun yargılanma hakkına” aykırıdır. Zira, Sözleşmeye göre, “her şahıs… davasının… hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir”. Adil yargılanma hakkının gerçekleşmesinin ikinci koşulu bu yargılamayı yapacak olan mahkemenin “kanun” ile kurulmuş olmasıdır. AYİM Anayasa ve kanunla kurulduğundan bu koşulu yerine getirmektedir. AYİM’nin yargılama usulü de yürütmenin düzenleyici tasarruflarıyla değil, 1602 sayılı Kanunla düzenlenmiştir. Genel idari yargıda olduğu gibi AYİM’in yargı yetkisi de idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır; yerindelik denetimi yapılamaz. AYİM tarafından idari işlem ve eylem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilmesi mümkün değildir(m.21/2). Askeri hakim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır. Disiplin mahkemelerinin rütbe yönünden yetkileri 9. Askeri Yargıtay bir çok kararında askeri birlik ve kurumlara ses ve görüntü kaydeden elektronik ortamda bilgi depolayan cihazların, cep telefonlarının sokulması emirlerine aykırı hareketleri, somut olaya göre emre itaatsizlikte ısrar, emre itaatsizlik yada disiplin tecavüzü olarak görmüş, haberleşme özgürlüğünün ihlali olarak kabul etmemiştir[617].
Maddesininatıf yapılan (3) numaralı fıkrasında kanun kapsamındaki faaliyetleri yurtiçinden ya da yurt dışından yürütenlere yönelik bildirimlerin nasıl yapılacağıhususu düzenlenmektedir. Buna göre “elektronik posta veya diğer iletişimaraçları ile bildirim yapılabilir”. Bu çerçevede 9.madde kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi bakımından yargısalmakamlar tarafından gözetilmesi gereken hususlar birçok kez tekrarlanmıştır (KeskinKalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, § 111). Bu çerçevede yer sağlayıcılarayükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde yüz bin Türk lirasından birmilyon Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanmasına imkân tanınmaması suretiyleöngörülen caydırıcılığın, yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlama amacınaulaşma bakımından elverişli ve gerekli olmadığı söylenemez. Dolayısıyla hukuk devletinin temel gereklerinden biri olanyasaların belirli olması ve hukuk sisteminin kendi içinde tutarlı birbiriyleuyumlu kurallar içermesi ilkesinin açıkça ihlal edildiği ortadadır. Maddesinde öngörülen suçların vecezaların kanuniliği ilkesine de aykırıdır. İfade ve haberleşme özgürlüğü bakımından gerek AvrupaParlamentosu gerekse akademi tarafından yoğun eleştirilere konu olan budüzenlemeler karşısında AB birlik seviyesinde hukuka aykırı içerik ve çevrimiçiplatformların sorumluluğu bakımından bir düzenleme yapmanın önemine eğilerek bukonuda adımlar atmaya başlamıştır. 29 Ocak 2020 tarihinde açıklanan AvrupaKomisyonu’nun 2020 çalışma programında bulunan “Dijital çağa uygun bir Avrupa”önceliği uyarınca Digital Service Act üzerinde çalışılacağı belirtilmiştir. Bukapsamda eş zamanlı olarak AB seviyesinde E-Ticaret Yönergesi’ningüncellenmesini de içeren Digital Service Act kapsamında içerik yönetimineilişkin düzenlemelere yönelik çalışmalar devam etmektedir\. Hızlıca üye ol, geniş oyun yelpazesine erişiminin tadını çıkar. resmi web sitesi\. Maddesi uyarınca, yasa koyucunun,serbest iletişim hakkının ve konuşma, yazma ve basma özgürlüğünün icrasınailişkin olarak kural koyabileceğini belirtmiştir. Yine, yasa koyucunun, ifadeve iletişim özgürlüğünün, kamu düzenine ve üçüncü kişilerin haklarına zararveren kötüye kullanımına mani olacak düzenlemeler getirebileceğini ifadeetmiştir.
Kişisel borçlarını ödememek suretiyle haklarında yasal işlem yapılmasına sebebiyet veren memurlara kınama cezası verilebilir. Burada yasal yoldan maksat icra dairesince “ödeme emri” gönderilmesi ve “haciz” işlemlerine başlanmasıdır[192]. “Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak” (657 SK m.125/B-k). Bildirim yükümlülüğü olan işin süreklilik arz etmesi ve pin-up giriş getirici nitelikte olması şarttır. Dolayısıyla, geçici bir işte ya da hayır veya sosyal amaçlı mostbet giris getirmeksizin yapılan işlerin bu suçu oluşturması mümkün değildir[184]. Suç teşkil eden fiilin, kusura dayanması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, yukarıdaki fiillerin yapılması memurun ispatlanabilen kusurundan doğuyorsa, kınama cezası verilebilecektir.
Başvuruları reddederken, çıkarma işleminin başvurucunun dini inanç veya görüşleri, eşinin türbanı veya dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle değil, askeri disiplin ve laiklik ilkesini ihlal eden tutum ve davranışlarından dolayı tesis edildiğini belirtmektedir[626]. Mahkeme’nin bu konudaki kararlarına, askerlik gibi sıkı kuralların hâkim olduğu kurumlara gönüllü olarak giren kişilerin, din ve vicdan özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara katlanmakla yükümlü olduğu temel görüşü hâkimdir[627]. Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal ve uluslararası hukuka göre bir suç sayılmayan bir fiil veya ihmalden dolayı mahkûm edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Bu madde, işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir fiil veya ihmal ile suçlanan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin altıncı maddesi ile Sözleşmeye taraf olan ülkelerin yargı süreçlerinde kişilerin sahip oldukları haklar ve yargılamanın hangi koşullar altında yapılması gerektiği belirtilmiş; diğer bir ifadeyle, kişilere yargılama sürecinde tanınan haklar güvence altına alınmıştır. Öte yandan, Sözleşmeye taraf olan ülkeler yargı sistemlerini Sözleşmenin gereklerini karşılayacak biçimde örgütleme yükümlülüğü altında olduklarından; adil yargılama ilkesi, sadece yargısal sürecin işleyişini belirlemekte kalmayıp, aynı zamanda yargının yapılanma şeklini de kapsamaktadır[578]. Kişi hak ve hürriyetini esas alan anayasalarda bunlara kısıtlama getiren tutuklama müessesesinin sınırları kesin surette tayin edilmiş ve sıkı bir denetime tabi tutulması öngörülmüştür. Maddesindeki tutuklama, askeri hizmetin gerekleri dikkate alınarak 1924 ve 1961 anayasası dönemlerinde olduğu gibi, halen 1982 anayasası döneminde de aynı şekilde varlığını sürdürmektedir[569]. Mahkeme’ye göre üç dört günlük hafif göz hapsi, özgürlükten yoksun bırakma oluşturmaz; çünkü bu cezayı alanların mesai saatleri dışında askeri binalarda kalma zorunlulukları varsa da, bu kişiler kilit altında tutulmamakta ve görevlerini yapmaya devam etmektedirler. Bu kişiler az veya çok askeri yaşamın olağan sistemi içinde kalmaya devam etmektedirler.
Bunagöre mahkemeye erişim hakkına sınırlama getiren düzenlemelerin kanunlayapılması, Anayasa’nın sözü ile Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygunve ölçülü olması gerekir. (4) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olanyurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, kendisine bildirileniçeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasınave üçüncü fıkra kapsamındaki başvurulara ilişkin istatistiksel ve kategorikbilgileri içeren Türkçe hazırlanmış raporları altı aylık dönemlerle Kurumabildirir. Üçüncü fıkra kapsamındaki başvurulara ilişkin rapor, kişiselverilerden arındırılmak suretiyle sosyal ağ sağlayıcının kendi internetsitesinde de yayınlanır. Konsey; açık hukuka aykırılığın öngörülen sürededeğerlendirilmesinin güçlüğünün, ilk ihlalde cezanın öngörülmesinin ve cezaisorumluluğu ortadan kaldıran özel hükümlerin bulunmamasının; operatörleri,açıkça hukuka aykırı olsunlar ya da olmasınlar, kendilerine bildirileniçerikleri kaldırmaya teşvik edebileceğini ifade etmiştir. Bu durum ise; ifadeve iletişim özgürlüğünün icrasına gerekli, uygun ve ölçülü olmayan bir müdahaleoluşturmaktadır ve Anayasa’ya aykırıdır. Kaldırma yükümlülüğü, herhangi bir kişinin, kimliğini, içeriğinbulunduğu yeri ve açık şekilde hukuka aykırılığın yasal dayanağını bildirmesihalinde doğmaktadır. Bu yükümlülük, ne bir hakimin müdahalesine ne de başka birkoşula bağlıdır.